Dijital

Joshua Sortino – Unsplash

Dijital bir dünyada yaşıyoruz. Dijital ürünler kullanıyoruz. Dijital pazarlama yapıyoruz. Dijital dönüşümü yönetiyoruz. Chief Digital Officer unvanına sahibiz.

Peki Dijital ne demek gerçekten biliyor muyuz?

Yok yahu, elektronikten anlayanları saymazsak sadece üç beş kişi biliyor. Gerçekten. Güvenin bana.

Derslerimde anlattığımdan biraz daha detaylı anlatacağım şimdi.

Dijital (digital); dijitlerden (digit) oluşan demektir.

Bilgisayar ve matematik biliminde sayısal dijit (numerical digit) olarak adlandırılır ve tek sembol ile bir rakamın ifade edilmesi demektir. [1]

Dijit, Latince’deki digiti kelimesinden gelir ve parmaklar anlamına gelir. 10 parmak, 10 rakamı sembolize eder. 10’lu sayı sistemine itafen.

0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9

Gelin görün ki dijital dünyada kullanılan dijit kelimesi -teknoloji kültüründe- ikili sayı sistemindeki (binary system) iki rakamı ifade etmektedir.

0 ve 1

Yani ağzınızdan dijital kelimesi çıktığı anda aslında 0 ve 1 gibi iki sıradan görünen rakamın yarattığı cennet bahçesinden bahsediyorsunuz anlamına gelir.

Peki neden ha? Neden?

0 ve 1 rakamının kullanılmasının elektroniğe dayanan oldukça basit bir sebebi var. Elektronik cihazlarda / devrelerde transistör denilen bir komponent kullanılır. Aslında çok basit bir açma kapama (anahtar) görevi vardır. Elektriği geçirir, geçirmez; sinyali geçirir, geçirmez… İşte bu geçirme ve geçirmeme durumu da 1 ve 0 ile temsil edilir. [2]

İnanmazsınız o basit anahtar şu an elinizde tuttuğunuz telefonun, kullandığınız bilgisayarın, Mars’a giden uzay araçlarının temelini oluşturur. Çünkü elektronik cihazlar o 1 ve 0’ların kombinasyonlarına bakarak ne yapacağına karar verir. Mesela siz klavyede ATES yazdığınızda arka planda bilgisayardaki çiplerin anladığı şey aşağıdaki 1 ve 0’lardır. (ASCII/UTF-8 kodlama sistemine göre) Düşünün 4 harf yazdınız ve elektronik olarak bu 32 adet rakama dönüştü.

Bu yüzden de çok fazla bilgiyi işleyebilmek için entegre devre denilen ve sizin çip olarak tanıdığınız cihazlara binlerce transistör sıkıştırılmak zorundadır. Örneğin bilgisayarlarınızın beyni olarak kabul edilen işlemciden bahsedelim; günümüzün amiral gemilerinden olan Intel’in i9 Merkezi İşlem Birimi (CPU) 1,736 Milyar transistör içerir. [6] Gözünüzün önüne getirin, avuç içi kadar ve incecik bir şeyden bahsediyorum.

Intel i9-11900K CPU

Transistör sayısı arttıkça aynı anda yapılabilecek işlem sayısı da artar. Böylece milyonlarca 1 ve 0 aynı anda işlenebilir. Siz de böylece akıcı bir şekilde Candy Crush Saga oynayabilirsiniz. Tamam tamam Mars’a da gidebilirsiniz, tercih sizin 😉

Analog

Dijitalin karşı kıyısıdır. Dijital olmayan her şey analogtur. Tamam abarttım, şöyle basitleştirebilirim;

Dijital, değerleri 1 ve 0 bitleriyle (birimleriyle) temsil ettiği için doğasında basamak basamak olmak zorundadır. Ara değerler aslında yoktur. O değerler de dijital olarak simüle edilir. Kapsamlı bir grafik, binlerce, milyonlarca basamaktan oluştuğu için siz bunu köşeli değil yuvarlak hissedersiniz.

Analog ise sürekli ve değişken bir doğaya sahip sinyallerdir. Aslında daha kapsamlı ve doyurucu bir sinyal bütünlüğü sağlarlar. Ancak elektronik cihazlarla analog sinyalleri işleyemezsiniz. Elektronik cihazlar analog sinyalleri dijitale çevirip işleyebilirler. Günümüz transistör dünyasında analog cihazların varlığı çok nadir duyulur. Açıkçası gerekliliği de sorgulanır hale gelmiştir.

Yeni yeni duymaya başladığımız kuantum bilgisayarlar ise 1 ve 0’ın arasında değerler de içerebilen Qubit adlı birimleri kullanır. Böylece dijital temelli ama analog özelliklere de sahip aşırı hızlı bilgisayarlar ufukta görünmüştür. Yine de iyice araştırmadan bilgi vermem uygun olmaz.

Dijital Kamera

Hepimizin aşina olduğu bir cihaz olduğu ve isminde dijital geçtiği için konunun anlaşılması için kısaca bahsedeceğim.

Dijital kamera, çektiği fotoğrafları ve videoları dijital hafızasına kaydeden bir kamera çeşididir. [4]

Babadan kalma fotoğraf makineleri objektiflerinden gelen ışığı film denilen kimyasal özellikte bir ortama vurdurur ve bu film üzerinde kimyasal olarak görüntü oluşmasını sağlardı. Filmi alıp ışığa tuttuğunuzda çektiğiniz fotoğrafın negatifini görürdünüz. Bunu işlediğinizde, eğer fotoğraf makineniz ve filminiz kaliteliyse yüksek kalitede ve devasa ölçülerde baskı alabilirdiniz. Teoride renk sınırının da olmadığı söylenebilir.

Dijital fotoğraf makinelerinin genel yapısı da benzerdir. Bir objektif vardır, buradan giren ışık/görüntü vardır. Ama bu ışık film üzerine değil bir sensör üzerine düşer. Sensör, üzerine düşen görüntüyü dijital olarak işler ve yine dijital olan hafızaya gönderir.

İlk fotoğraf : C. Cagnin from Pexels

Soldaki fotoğraf dijital fotoğraf makinesi yardımıyla çekilmiş gerçekçi bir görüntüdür. Ortadaki fotoğraf biraz daha yaklaştırılmış halidir. Sağdaki ise daha fazla yaklaştırılmış halidir. gördüğünüz gibi fotoğraf aslında noktalardan oluşmaktadır. Çünkü dijital cihazlar birim birim işleme, gönderme ve saklama kapasitesine sahiptir. Yeterince yakından bakarsanız bu birimleri görebilir / hissedebilirsiniz.

Dijital cihazlar birim birim işleme, gönderme ve saklama kapasitesine sahiptir.

Dijital fotoğraf makinesinin sensörü, üzerine düşen görüntüyü, kendi kapasitesine göre milyonlarca parçaya / birime ayırır ve nokta nokta tüm özelliklerini kaydeder. 8 Megapiksel (8 Milyon Nokta), 16 Megapixel (16 Milyon Nokta) gibi rakamlar, sensörün aynı anda kaç noktayı işleyebildiğini gösterir. Ne kadar çok olursa o kadar iyidir. Ama sakın unutmayın, çok fazla nokta çok fazla işleme kapasitesi (hız, güç) gerektirir. Bazı cihazlar bunun altından kalkamazlar. Bu sebeple çözünürlüğü aynı olan ama çekim kalitesi farklı olan birçok cihaz vardır. Çözünürlük = kalite zannedilmektedir. Bu büyük bir yanlıştır.

Özetle dijital fotoğraf makinelerinin doğalarından ötürü bazı rakamsal sınırları vardır. Ancak günümüzde görüntü kalitesi o kadar yüksek hale gelmiştir ki gözün herhangi bir hata algılaması neredeyse olanaksızdır. Kullanım kolaylığı, çekim kalitesi ve çekim anında uygulanabilen muhteşem fitreler de hesaba katıldığında analog fotoğraf makinelerinin tahtına oturalı yıllar olmuştur. Dijital kavramının bir elektronik cihazdaki kullanımına çok güzel bir örnektir.

Dijital Pazarlama

Dijital pazarlama, direkt konumuz değil ama dijital kelimesinin hakkını verip vermediğine bakmak istiyorum.

Dijital pazarlama; bu konuda çalışanların bile Google’a, Facebook’a, Twitter’a ve Instagram’a reklam vermek olarak algıladığı şeydir.

Oysa tanımı şöyle bir şeydir;

Dijital pazarlama, ürün ve hizmetleri tanıtmak için bilgisayarlar, cep telefonları ve diğer dijital medya ve platformlar gibi internet ve çevrimiçi tabanlı dijital teknolojileri kullanan pazarlamanın bileşenidir. [5]

Dikkat etmeniz gereken “dijital teknolojilerin kullanılması” sözcüğü. Yani evet, tabi ki sosyal medya da bunun bir parçası hatta sürükleyici ve en büyük parçası ama tamamı değil.

İçinde elektronik parçalar bulunan ve insanlarla etkileşim kurabilen her tür cihaz dijital pazarlamanın konusudur. İnternete bağlı olmak (çevrimiçi olmak) da tanıma dahil ama ben bu konuda biraz temkinli yaklaşıyorum. İnternet olmadan da dijital pazarlama bir süre sürdürülebilir.

Üzerinde minik bir ekran bulunan ve raftaki biber salçası bittiğinde haber veren bir buzdolabı düşünün. Ekrana çıkan Satın Al düğmesine bastığınızda direkt alışveriş sepetinize biber salçası eklendiğini düşünün.

Arabanızın tekerleklerinin değişim zamanı geldiğinde arabanın navigasyon yazılımının aracınıza uygun alternatif lastikleri ve olası satın alma noktalarını gösterdiğini, hatta sesli bir şekilde mevsime uygun güvenli sürüş önerileri verdiğini düşünün.

Televizyonda bir film izledikten sonra bu film ile aynı kategoride olup Imdb puanı yüksek -ve sizin o hesapla daha önce izlemediğiniz- birkaç filmin listelendiğini ve seçtiklerinizin izleme listesine eklendiğini düşünün. (Bu zaten aşina olduğunuz bir şey olabilir)

Buzdolabı, otomobil, TV. Anladığınız gibi bunlar dijital teknolojileri kullanan cihazlardır. İçlerinde milyonlarca 1 ve 0 gezinir. O zaman hepsi dijital pazarlamanın konusudur.

Dijital pazarlama bu yüzden özellikle ülkemizde gerçek kapsamında kullanılmayan ve anlaşılmayan bir pazarlama dalı olarak güzel günlerini beklemektedir. Olay, 10 lira verdim Facebook'ta reklamım göründü meselesi değildir. Hedef kitlenizin dijital yaşam döngüsünü çözümleyip doğru noktada doğru mesajla kendisine dokunabilme stratejisidir.

Sıkıldım. Özeti yok mu bunun?

Elbette, ne demek. Dijital dünya, elektronik cihazların içindeki 1 ve 0 gibi iki sıradan rakamın milyarlarca farklı kombinasyonuyla oluşturulur. Dijital cihazlar bu kombinasyonların anlamını inceleyip ne yapacaklarına karar verirler. Ekrana kırmızı nokta koy. Zombi gören kız çığlık atsın. Sıcaklık 1274 santigrat derece olduğunda B roketini kapat gibi sonsuz sayıda işlem ve karar mekanizması o 1 ve 0’lar yardımıyla çalışır. Siz sadece sonuçlarını görürsünüz. Deneyimlersiniz.

Referanslar :

[1] Numerical digit, Wikipedia

[2] Transistor, Wikipedia

[3] Analog signal, Wikipedia

[4] Digital camera, Wikipedia

[5] Digital marketing, Wikipedia

[6] How many transistors are in core i9?, Quora

Ates Evren Aydinel

Engineer. 22 years white collar. Financial digital projects manager. Guest lecturer at various universities and institutions. Consultant. Book writer and publisher. Founder of Ates Experience Design.